En doğal iletişim aracı olarak dil, karmaşık düşünce süreçlerini aktarmada vazgeçilmezdir.Duygu ve düşüncelerimizi kalıcı kılan yazının keşfiyle birlikte dil sadece bir iletişim aracı olmaktan çıkıp toplumların sosyolojik ve kültürel gelişiminin temeli olmuştur. İnsanlar örf- adetlerini, düşünce, mutluluk ve üzüntülerini yazı aracılığıyla ölümsüzleştirmiş, mezar ve adak yazıtlarından antlaşmalara, destanlardan tarihi ve siyasi olaylara pek çok konudaki gelişim ve değişimi dil yoluyla birbirleri ve diğer toplumlar ile paylaşmışlardır.
Sergimiz kaybolmuş, kaybolmak üzere olan ya da halen yaşayan dilleri ve yazıları merkez alarak kültürel etkileşimlerden dini inanışlara, ticari ilişkilerden günlük hayata antik dünyayı biçimlendirmiş birçok konuya değinmenin yanında günümüzde çözülmüş ya da artık yitip gitmiş dilleri anlatmaktadır. “Kayıp Dillerin Fısıldadıkları” sergisi ile birlikte, insanlığın dünden bugüne geçtiği aşamaların turnusol kâğıdı dil ve yazının destansı ve gizemli yolculuğuna birlikte şahit olacağız.