RHM Konferans Dizisi II
“Arkeoloji ve Koleksiyonerlik”
Koleksiyonerlik eski çağlardan beri kültür varlıklarının himaye edilmesi ve bu sayede gelecek nesillere aktarılmasında önemli rol oynamıştır. Önceleri estetik ve zenginlik göstergesi olarak başlayan eser toplayıcılığı, daha sonra Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Etnografya gibi bilim alanlarının oluşumuna önayak oldu. Kültür varlıklarının bilimsel araştırma alanı içine girmesiyle, koleksiyonerliğin salt estetik veya moda olarak varlığı geride kalmıştır. Bununla birlikte, günümüzde koleksiyonerlik ile bilimsel araştırma ve toplayıcılık zaman zaman çatışma içine de girebilmektedir. Bilimsel araştırmaların dışında, salt sahip olma güdüsü veya bir ticari alan olarak kültür varlıklarının pazarlanması olgusu, vaka olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan Türkiye gibi kültür varlıklarının katman katman, toprak üstü ve altında varolduğu ülkelerde, koleksiyonerlik gibi oluşumların eserlerin yurtdışına kaçırılması veya tahrip olmasına engel olduğu da öne sürülmektedir. Konferansda Arkeoloji ve Koleksiyonerlik ilişkilerinin masaya yatırılması hedeflenlendi. Koleksiyonerliğin Arkeoloji bilim dalına olumlu ve olumsuz etkileri, iki alanın daha sağlıklı bir etkileşim içine sokulması için yapılması gerekenler ve ilgili mevzuatın eksiklerinin belirlenmesi toplantının amaçları arasında yer almıştır.
“Arkeoloji ve Kültür Varlıklarının Talanı”
Kültür varlıklarının karşı karşıya kaldığı en büyük tehlike zamanın yok edici yeteneği değil. İnsan eli ve zihninin bir sonucu olan kültürün baş düşmanı, bizzat onu yaratan canlının kendisi. Geçmişimizin elle tutulur gözle görülür nesneleri olan kültür varlıkları; definecilik, kaçakçılık ve imar rantları gibi tehlikelerin gölgesi altında. Türkiye, kültür varlıkları açısından yeryüzünde en gıpta ile bakılan topraklar üzerinde olmasına rağmen, aynı zamanda eski eserlere en fazla tahribatın ve talanın yapıldığı bir ülke ne yazık ki. Bu başlık altında, kültür ve tabiat varlıklarına yönelik; definecilik, kaçakçılık ve bunlarla ilgili mevzuatın yetersizliği tartışmaya açıldı.
“Arkeoloji ve Devlet Politikaları”
“Arkeoloji ve Devlet Politikaları” başlıklı konferans kapsamında, Arkeolojiye yönelik uygulanan devlet politikaları irdelenmiştir. Cumhuriyet ile birlikte devlet bürokrasisi ve politikasında yer bulan Arkeoloji, bir bilim dalı olarak gelişimini sürdürmüştür. Fakat her alanda olduğu gibi Arkeoloji’de de, bürokratik sistemin ve devlet politikalarının gözden geçirilmesi ve gelişime yol açılması gerekmektedir. Bu konferans aracılığı ile, Arkeoloji’nin idari sistem ile olan ilişkisinde önünü tıkayan unsurların saptanması ve çözüm önerilerinin ortaya konması hedeflenmiş ve büyük ölçekli bir tartışma platformu sağlanmıştır.
- Log in to post comments